31 Temmuz 2011 Pazar

Okul lakapları

İtiraf edin çoğunuzun okulda bazı lakapları vardır ki bende o mağdurlardan birisiyim. Seni o lakapla çağırmaları bir işkence olur bazen. Sadece okulda da olmaz, dışarda da seslenirler sana lakabınla. O yüzden arkadaşlarında iyi bir izlenim bırakman gerekir. Eğer iyi bir izlenim bırakmazsan 'inek, eşşek, kedi, tavuk' gibi hayvan isimlerine kalırsın. Ama iyi bir izlenim bırakırsan bayağı güzel lakaplara düşersin. Bu iş şansa da bakar.

Benim lakabım 'LEO'ydu. Gelme şekli ise;
7. sınıfta, okulun ilk gününde,İngilizce dersinde, İngilizce öğretmeni'yle konuşuyorduk. Hepimize burcumuzu soruyordu. İngilizcelerini de tabii. Sıra bana geldiğinde;
-İsmin ne senin?
-Merve
-Peki, bana burcunu söylermisin?
-Aslan
-İngilizcesini söyleyebilirmisin?
Bir an durakladım ve kaskatı kaldım. Hoca'nın yanında yanlış birşey söylemeye cesaret edemedim. O kadar utandım ki utancımdan yerin dibine girdiğimi hissetmişimdir. Bembeyaz olmuşum arkadaşlarım hep öyle söylerler.
-Söyleyemicekmisin? Tamam ben söyliyim. Aslandı değil mi?
-E-evet ^^,
-Leo. Leo Franco
Şaşırıp kaldım. Dalga geçtiğini anladım ama yani kaleciye ve erkeğe benzer bir halimde yoktu
-Efendim?
-Şaka canım, şaka. ^^
O günden sonra herkes bana LEO diye seslenmeye başladı. Bazen hoşuma gitmese de ağızları alıştığı için birşey de yapamadım. Onlar için hep ben 'LEO' veya 'Leo Franco' diye hatırlanıcam. Burcumla hatırlanmak çok hoş bir duygu. İlk başlarda alışamadığım için çok garip geliyodu;
-Leo, bana kalem versene
-Leo, saç tokanı nerden aldın?
-Leo, tahtaya çık*
*Artık öğretmenler bile bana Leo diye sesleniyorlardı.
-Leo şu sorunu cevabını ver
-Leo, sus
-Leo, come with me!
İlk başlarda gerçekten çok can sıkıcıydı. Ama 8. sınıfta hiç zorluk çekmedim. Annem bile öğrenmiş olsa gerek bana burcumla ilgili kupa almış, üstünde de LEO yazıyo. Onu kullanmak 7. sınıfı hatırlatsada, sadece geçmişte kaldığı için gülmekle yetiniyorum.

Blog adımın anlamı ve tema bulma maceram

Blog'umun anlamı İspanyolca da 'gökyüzü' demek. Neden böyle bir kelime bulduğumu hemen açıklayım:


Şu sıralar ingilizce kelimeler moda oldu. İngilizce cümleler, kelimeler heryerdeler. Yani bir farklılık olsun amacım. Birde Cielo kelimesiyle bir olay yaşamışlığım var o yüzden bu adı koyma kararı aldım. Ama sorarsanız farklılık yaratmak istediğimi söylerim.

Tema arama macerama gelince. Bunun için tam 1 hafta uğraşmıştım. Çok zahmetli birşey, gerçekten. Blog'unun adına uygun tema bulmak.. Çok can sıkıcı. Aslında temam bu bile olmıcaktı ama gerçekten artık tema aramaktan sıkılmıştım. Siz siz olun, blogunuza tema aramak için uğraşmayın. Bırakın 2-3 sene aynı temayı kullanın. Gerçekten tema aramak sizi blog kurmaktan vazgeçirebiliyor.


Tema aramamın 1. günü:
''İşe başlayalım, tema bulmak nedirki, hemen bulurum canım Allah Allah. Eveet, şimdi bakalım..

1 saat sonra
Birde şuralar bakalım. Burda birşey yokmuş birde şuralara...

5 saat sonra
Uykum geldi ya, devam devam! Burda birşey yokmuş hadi birde şuraya bakıyım son bu sonra müzik dinlicem

3 saat sonra
Açııım! -.- Devam edicem, hiç vakit kaybetmeden bulmam lazım

Gece:
Tekrar bakalım, şuralara bakmışmıydım ben?

3 gün sonra:
Ne kadar çok çeşit varmış, 4 gün oldu, ne kadar  beceriksizim

Halbuki sorun bende değil, sitelerde! Size demiştim ama tekrar diyim: Siz siz olun, sakın ama sakın temanızı değiştirmeyin, blogunuzdan soğuyabilirsiniz.

30 Temmuz 2011 Cumartesi

Merhaba!

Öncelikle size merhaba demek istiyorum. Bu blog'u Türkçe öğretmenimin isteği üzerine açtım. Aslında niyetim yoktu. Neyse, ben Merve. 15 yaşındayım, tam lise öğrencisiyim denilemez ama diyebilirsinizde. K-POP hayranıyım, Türkçe müzik dinlemeyi sevmem. Çoğu kişi bu durumuma 'gavur hastası' dedi. Onlara 'siz de İngilizce dinliyorsunuz' dedim çoğu zaman. İlk K-POP dinlemeye başladığım zamanlar çok söyleniyodu bu laf. Ama şimdi fazla duymuyorum. Bu iyiye işaret. K-POP dışında dinlediğim çok ama çok çok az kişiler var;
Michael Jackson, Bruno Mars, Jason Mraz, Jay-Z, N.E.R.D gibi kişiler. Ama büyük çoğunlukla K-POP dinlerim. Bu arada, Jay-Z diyince aklınıza Eminem gibi şahsiyetler gelmesin. Eminem ve onun gibi kişileri sevmem. Ben nerde oturduğumu söylemişmiydim? Doğru, ben İstanbul'da oturuyorum. Ama daha kalkıp da İsntanbul'u gezmiş değilim. Genelde evde kendi halimde takılırım. Özellikle dışarı çıktığım çok az görülmüştür. Genelde arkadaşlarımla buluşmaya veya akraba ziyaretlei için çıkarım dışarıya. Ekmek almayaymış falan çok çok nadirdir.

Şu ana kadar sadece 2 kişiyi K-POP hayranı yapmışlığım var. Biri hemen sıkılıp bıraktı, biri de deli gibi SNSD dinlemekte. Bu konuda çok başarısız olduğum oldukça ortada.

İyi geçindiğim kişiler sınırlı kişilerdir. Biriyle hemen arkadaş olamam. Önce biraz soğuk davranırım ama gün geçtikçe ısınmaya başlarım eğer konuşuyosam devamlı. Eğer ısınırsam çok çabuk belli ederim.

İyi niyetimden dolayı bana 'safsın kızım sen ya' diyenler var. İyi anlamda mı yoksa kötü anlamda mı olduğunu anlayana kadar canım çıkmıştı. Neyseki iyi anlamlıymış. Bana bir arkadaşım 'Hepsi senin sayende oldu, teşekkür ederim' demişti. O günden beri farketmeden iyilik yapmamın farkındayım. Çok karışık bir cümle oldu.

Bu arada, anime sevdiğimi söylememişimdir umarım. İki saat yukarı 'yazmışmıyım acaba?' diye çıkıp bakamam. O derecede üşengecimdir -bazen tabii-. Evet, anime severim ama uzun soluklu olanları fazla izlemem. Örneğin: Naruto, Bleach gibi animelerden nefret ederim. Bir ara izlemeye kalktım birinci bölümden bıraktım. -.- TT Konulardan geri kalmamak için abime özet çıkarttırıyorum ama anlatarak. 'noldu bu bölümde? Anlatsana!' derim abime abimde başlar anlatmaya. İzlemiş kadar olurum. Ama bu sadece Naruto'da geçerli birşey.

Yaklaşık 3 senedir dans ediyorum ve 7 senedir şarkı söylüyorum. Evet, çok küçükken başladım şarkı söylemeye. Ama mutluyum, şarkı söyleyince kendimi sevesim geliyor. O derece garip bir duygu.

Kısaca kendimi tanıtmak gerekirse ben; Herkese iyilik yapmaya çalışan, küçük bir aptalım.

 

Cielo Copyright © 2011 -- Template created by O Pregador -- Powered by Blogger